Bir çiçekten damlayan yağmur tanesi, hayata dair düşüncenin yanın da,daha karmaşık ve sade kalır...
-kalbini,ruhunu yorulan duygularını,akan giden göz yaşlarını anlamak için -yanlızlığa -uzunca sessiz kalmalara ihtiyaç duyar insan ...
Sessizlik,dinginlik tek başına çıkılan büyük bir yol ve yolculuktur ...
-kimseye değildir varma çaban-kendine varmak için dir- bütün o yanlızlığın içindeki çaba ...
-kendine varmak için bazen dolambaçlı ve zahmetli yollardan geçer insan ...
kendine varma ironiktir -çünki hep kendinde olduğunu hatırlamayı unuttursun...
kendine doğru yürüdükçe bilinmez yanlarını -şaşırtan taraflarını-dikenlerini-en masum Hallerini keşfedersin ...
Haydi korkma bak kendine...!!
Gittiğin her yolun ve her yolculuğun sonu kendine çıkar ,
Tutuğum sıcaklık eller-yaslandığım ve şüpheye düştüğüm herşey benim parçalarım -kendi içimdeki bin parça duygunun yansıyan her hali yolumdaki tüm gölge yanlarım ...
kendimi, bütün duygularımı sahiplenerek seviyorum ...
Içime bakmayı ve sana erimeden önce bütün açmazlarımı temiz-derin uzun ve alabildiğine sakin bir nefesle bırakmayı öğreniyorum ...
Bazen açar,bazen solarsın ..Dikkat et toprağını temiz tut-kalbini ferahlat-günüşe ve Ay'a doğru olsun bakışın ...
Kelimeleri ve hayatı yudumlarken yapılacak olan tek şeyin nefes almak olduğunu öğrendim